KONKORDATO SÜRECİ

KONKORDATO SÜRECİNDE OLAN İNŞAAT FİRMALARININ HUKUKİ DURUMU

Konkordato nedir?

Konkordato, borçlarını ödeyemeyen ancak iflas edebilecek duruma gelen borçlunun, alacaklılarla anlaşarak mahkeme gözetiminde borçlarını yapılandırma sürecidir. (İİK madde 285 vd.)

 

İnşaat firması Konkordato ilan ettiğinde ne olur ?

 

A-Takiplere karşı koruma (Tedbir kararı)

  • Geçici mühlet kararıyla birlikte firma aleyhine icra takipleri durdurulur, yeni takip başlatılamaz. (İİK madde 294)
  • Devam eden inşaat projelerine yönelik haciz, iflas talepleri, teminat talepleri durur.

B-Konkordato Komiseri atanır

 

  • Mahkeme, inşaat firmasının yönetimi denetlemesi için komiser atar.
  • Firma faaliyetlerine komiser yönetiminde devam eder.

 

C-Sözleşmelerin durumu

  • Firma ile yapılmış devam eden inşaat sözleşmeleri kural olarak geçerliliğini korur.
  • Ancak konkordato mühleti içinde, sözleşmenin tarafı olan alacaklı işin devamı için ek teminat talep edemez.
  • Firma sözleşmeleri kısmen veya tamamen feshedebilir, ancak bu feshin zararları doğabilir. (İİK madde296)

D-Yeni taahhüt alabilir mi?

  • Firma konkordato sürecindeyken yeni ihalelere girmekte serbesttir, ancak genellikle bu durum teminat problemi yaratır
  • İdareler (Özellikle kamu kurumları), konkordato süresindeki firmaları ihaleye almayabilir veya teminat kabul etmeyebilir.

 

Alacaklılar bakımından durum nedir?

  • Alacaklılar alacaklarını bildirerek konkordato projesine dahil olur.
  • Tüm borçlar konkordato projesine göre belirli bir indirim oranı ve taksitlendirme ile ödenir.
  • Alacaklılar arasında öncelikli(rehinli) alacaklılar işçi alacakları ve kamu alacakları farklı kurallara tabidir

 

Süreç aşamaları

  • Geçici mühlet (3+2 ay): İcra takiplerine karşı koruma, komiser denetimi başlar.
  • Keskin Mühlet (1 yıl + 6 ay uzatma): Konkordato projesi hazırlanır ve oylanır
  • Kabul ve tasdik Mahkeme onaylarsa konkordato bağlayıcı olur

 

  • Sonuçları
    Faaliyet Durumu Firma çalışmaya devam eder ama her işlem denetlenir.
    Alacaklılar Takip yapamaz, alacaklarını konkordato projesiyle talep eder.
    İş Sözleşmeleri Devam edebilir, fesih durumunda işçilik hakları korunur.
    Yeni İhale/Sözleşme Hukuken mümkün ama uygulamada teminat zorluğu vardır.

 

Bu konuyla ilgili detaylı bilgi ve danışmanlık talepleriniz için hukuk büromuzu arayabilirsiniz.

ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ (İzale-i Şuyu)

Ortaklığın Giderilmesi (İzale-i Şuyu) Davası Nedir?

Ortaklığın giderilmesi, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine tabi olan taşınır veya taşınmaz mallara ilişkin paylaşım davasıdır. Ortaklığın giderilmesi davasında, ortaklar arasındaki mülkiyet ilişkisinin sona erdirilmesi amaçlanır. Mevcut olan mülkiyet ilişkisi mahkeme tarafından sona erdirilerek ferdi mülkiyete geçilecektir. Dava konusu malın bölünmeye uygun olmaması halinde mal, açık artırma ile satışa çıkarılacaktır. Ortaklığın giderilmesine hangi şekilde hükmedileceğinin belirlenmesi için keşif gerekmektedir. Böylece taşınmazların değeri, tapu kayıtları ile zemin arası ilişki belirlenerek uygun şekilde ortaklığın giderilmesi sağlanacaktır.

Ortaklığın giderilmesi davasını, söz konusu malda pay sahibi olan her paydaş açabilir. Dava, ortaklardan biri veya birkaçı tarafından diğer ortaklar davalı gösterilerek açılacaktır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesine göre tüm paydaşlar, davada yer almak zorundadır. Bunun sebebi dava sonucunun tüm paydaşları etkileyecek olmasıdır. Paydaşlardan birinin ölümü halinde, mirasçılık belgeleri alınacaktır. Böylece mirasçılar davaya katılabilecektir.

Ortaklığın giderilmesi için dava yoluna başvurmadan önce arabuluculuğa başvurulması zorunludur. Ortaklığın giderilmesi davasında Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Yetkili mahkeme ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Taşınır mallarda ise genel yetki kuralları uygulanarak davalının yerleşim yeri yetkili olacaktır.

Ortaklığın Giderilmesi (İzale-i Şuyu) davaları uzun sürer mi?

Ortaklığın giderilmesi davasının sonuçlanma süresi, yargıya ve taraflara bağlı olarak değişebilmektedir. Davanın seyrinde etkili olan faktörler genel olarak:

  • Mahkemelerin iş yoğunluğu,
  • Dava konusu malların nitelik ve miktarı,
  • Dava taraflarının sayısı ve mahkemeye ulaşılabilirlik durumları,
  • Karar sonucunda yargı yoluna başvurulması,

Olarak ifade edilebilir. Dava sürecini yavaşlatan etkenlerin bulunmaması halinde bir ya da bir buçuk yıllık süre içerisinde dava sonuçlanabilmektedir. Dava sürecini olumsuz yönde etkileyecek faktörlerin bulunması halinde davanın sonuçlanması yıllar alabilmektedir.

Ortaklığın Giderilmesi (İzale-i Şuyu) Masrafları 2025? 

Ortaklığın giderilmesi davasının tarafların isteği doğrultusunda uygun sürede sonuçlanabilmesi için avukattan hukuki yardım alınması yararlı olacaktır. Davanın açılabilmesi için öncelikle arabulucuya başvurulacaktır. Arabuluculuk sürecinde anlaşma olması halinde anlaşma konusundaki miktar belirlenecektir. Bu miktara ilişkin Avukatlık Asgari Ücret Tarife’sinde yer alan hesaplamanın dörtte bir fazlası, arabuluculuk ücreti olarak ödenecektir.

Gerek arabuluculuk faaliyetleri gerekse yargılama aşaması için  vekalet ücreti, asgari tutarda belirlenmiştir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenecek ücretler bahsedilen tutardan düşük miktarda olamayacaktır. Asgari tutardaki ücretler bu şekilde olmakla birlikte tarafların ödemesi gereken ücret, her davada değişkenlik göstermektedir. Bunun sebebi her somut davanın özelliklerinin farklılık arz etmesidir. Dolayısıyla dava takipleri için gereken ücretler, müvekkiller ile avukatları arasındaki sözleşmesel ilişkiye göre belirlenecektir.

Ortaklığın Giderilmesi (İzale-i Şuyu) Satış Prosedürü

Ortaklığın giderilmesine ilişkin paylaşım biçimleri, Türk Medeni Kanunu’nun 699. maddesinde açıklanmıştır. İlgili hükme göre dava konusunun bölünmesi durum ve koşullara uygun düşmeyebilir. Aynı zamanda malın bölünmesi durumunda önemli bir değer kaybı meydana gelebilir. Bu durumda da mal, bölünerek paylaştırılamayacaktır. Durumun gereğinden bağımsız olarak tarafların satış talebinde bulunması da mümkündür.  Bu hallerin varlığında, mahkemece açık artırmaya satışa hükmolunacaktır. Açık artırmayla satışın sadece paydaşlar arasında yapılabilmesi için tüm paydaşların rızası gerekmektedir.

Ortaklığın giderilmesinde satış usulü izlenecekse bu satış, icra dairesi veya satış memurları tarafından gerçekleştirilecektir. Açık artırma, herkese açık veya sadece taraflara hitap edecek şekilde gerçekleşebilir. Sadece paydaşlar arasında yapılacak açık artırma için tüm paydaşların rızası aranmaktadır.

Davaya ilişkin satış kararı verildiğinde satış bedeli üzerinden mahkemece harç alınacaktır. Bu harç yaklaşık olarak satış bedelinin yüzde onluk dilimine tekabül etmektedir.  Ortaklığın giderilmesi için izlenecek satış prosedüründe İcra İflas Kanunu hükümleri uygulanacaktır. İcra İflas Kanunu hükümlerine göre taşınmazın değeri bilirkişi aracılığı ve satış memuru ile belirlenecektir. Satış sırasında bu şekilde belirlenen değer esas alınacaktır.

Ortaklığın giderilmesi için satış yolu izlendiğinde dava konusunun bütünleyici parçaları da satış kapsamında olacaktır. Bütünleyici parçaların istisna tutulması için,

  • Dava konusunun değerini artırıcı nitelikte olması,
  • Paydaş mülkiyetinde olması,
  • Diğer paydaşların da onayı bulunması,

Gerekmektedir. Böylece bu hususların da değeri tespit edilecektir. Satış sonu bedel üzerinden ilgili paydaşın hak kaybı önlenecektir.

Ortaklığın satış yoluyla giderilmesinde gerekli prosedürler izlendikten sonra satış bedeli belirlenecektir. Bu bedel, paydaşların tapu kaydındaki veya mirasçılık belgelerindeki payları oranında paydaşlar arasında dağıtılacaktır.

Ortaklığın Giderilmesi (İzale-i Şuyu) Değer Tespiti Nasıl Yapılır?

Ortaklığın giderilmesi davasında, dava konusu malların değeri belirlenmesi için keşif düzenlenmektedir. Keşif sonrasında bilirkişilerce malın dava tarihindeki değeri rapor edilerek belirlenmektedir. Ancak bu rapor sonrasında satış sırasında da bir rapor tanzim edilerek satış prosedüründeki rapor üzerinden değer belirlenmektedir.

Ortaklığın Giderilmesi (İzale-i Şuyu) Davasında Hissedarlar Arasında Satış

Ortaklığın giderilmesi davasında hissedarlar arasında satış, Türk Medeni Kanunu’nun 699. maddesinde düzenlenmiştir. İlgili madde hükmüne göre satışın hissedarlar arasında yapılabilmesi için bütün paydaşların rızası gerekmektedir.

Satışın hissedarlar arasında yapılabilmesi için rıza aranması hususu, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2012/17329 Esas, 2013/1050 Karar sayılı kararında hükme bağlanmıştır. Somut olayda, duruşmalara tüm paydaşlar katılmamıştır. Katılan paydaşların ise hissedarlar arası satış konusundaki beyanları alınmamıştır. Bu durumda Yargıtay’a göre paydaşlar arasında ittifak bulunmamaktadır. Bu sebeple açık artırmanın umuma açık şekilde yapılması gerekmektedir. Gerekli şartlar sağlanmadan hissedarlar arası satış kararının verilmesi Yargıtay tarafından bozmayı gerektirmiştir.

Ortaklığın Giderilmesi (İzale-i Şuyu) Davasında Hissedarın Ön alım hakkı var mıdır?

Ortaklığın giderilmesi davasında hissedarın alış önceliği, önalım hakkına ilişkindir. Önalım hakkı, paylı mülkiyet paydaşının taşınmaz üzerindeki payının üçüncü kişiye satılması halinde kullanılır. Önalım hakkının kullanılabilmesi için dava açmak gerekmektedir. Önalım hakkı, diğer paydaşlar tarafından kullanılacaktır. Böylece diğer paydaşlara satın alma hakkı konusunda öncelik tanınmış olacaktır. Yapılan satışın paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekmektedir. Bildirim tarihinden itibaren üç ay ve her halde satıştan itibaren iki yıl geçmesiyle önalım hakkı düşecektir.

Türk Medeni Kanunu’nun 733. maddesine göre cebri artırmayla yapılan satışlarda önalım hakkı kullanılamayacaktır. Bu durumun örneği, taşınmazın borç sebebiyle satışıdır. Bir borçtan kaynaklı olarak taşınmazın satışına karar verildiğinde hissedarların ön alım hakkını kullanmaları söz konusu olmayacaktır.

Mirasçıların önalım hakkını kullanmaları söz konusu değildir. Bunun sebebi ortaklığın giderilmesi davası açılmadan veya gerekli anlaşma yapılmadan önce mirasçıların mülkiyetinin elbirliği mülkiyeti oluşudur. Ön alım hakkı paylı mülkiyette kullanılabileceğinden mirasçılar paylı mülkiyete geçiş sağlanmadığı sürece ön alım hakkını kullanamayacaktır.

 

maddi ve manevi tazminat

Maddi ve Manevi Tazminat Davası Nedir?
Maddi tazminat davası, hukuka aykırı bir eylem veya işlem nedeniyle malvarlığında meydana gelen eksilmenin, yani maddi zararların giderilmesi; manevi tazminat davası ise aynı işlem veya eylemler nedeniyle bireyin yaşadığı üzüntü, elem ve yıpranmanın yol açtığı manevi zararların giderilmesini amaçlayan bir dava türüdür.

Maddi ve manevi tazminat davaları birlikte açılabileceği gibi ayrı ayrı da açılabilir.

Maddi ve Manevi Tazminat Davası Hangi Nedenlerle Açılabilir?
Maddi ve manevi tazminat davası, herhangi bir nedenle uğranılan haksız bir maddi veya manevi zararı gidermek amacıyla açılabilir. Tazminat davaları, genel olarak haksız fiil veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine bağlı olarak açılmasına rağmen, birbirinden farklı birçok hukuki gerekçeye dayalı olarak açılmaktadır. Genel olarak en çok açılan tazminat davaları şunlardır:

İş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davası,
Trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası,
Sözleşme ihlali nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası,
Suç işlenmesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası,
Hatalı doktor uygulamalarından kaynaklanan, yani tıbbi malpraktis nedeniyle tazminat davası,
Boşanma davası ile birlikte açılan maddi ve manevi tazminat davası,
Telif haklarının ihlali nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası
Yazılı veya görsel basın veya sosyal medya üzerinden kişilik haklarına saldırı nedeniyle açılan manevi tazminat davası.

anlaşmalı boşanma

ANLAŞMALI BOŞANMA NEDİR? SÜREÇ NASIL İLERLER?

Anlaşmalı boşanma, Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında düzenlenmiştir:

“Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması veya bir eşin açtığı davayı diğer eşin kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu durumda boşanma kararı verilebilmesi için hâkimin, tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve taraflarca kabul edilen düzenlemeyi uygun bulması gerekir.” (TMK 166/3)

Bu maddeye göre, anlaşmalı boşanmanın gerçekleşebilmesi için şu şartlar sağlanmalıdır:

  • Evliliğin en az 1 yıl sürmüş olması gerekir.
  • Eşler boşanma konusunda tamamen anlaşmış olmalıdır.
  • Taraflar mahkemeye “anlaşmalı boşanma protokolü” sunmalıdır.
  • Hakim, tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığını tespit etmelidir.
  • Boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu üzerinde yapılan anlaşma, hakim tarafından uygun bulunmalıdır.

Bu şartların tümü sağlandığında, mahkeme boşanma kararı verir ve süreç kısa sürede tamamlanır.

Anlaşmalı Boşanma Hangi Durumlarda Tercih Edilmelidir?

Taraflar artık evliliği sürdüremeyeceği hususunda kararlıysa ve evliliğin tüm sonuçları üzerinde karşılıklı bir anlaşmaya varmışlarsa anlaşmalı boşanma tercih edilmelidir.

anlaşmalı boşanma en hızlı ve en uygun çözüm olacaktır.

Sonuç:ANLAŞMALI BOŞANMA SÜRECİ HIZLIDIR. ANCAK BURADA HER İKİ TARAFINDA HAK KAYBINA UĞRAMAMASI İÇİN PROTOKOLÜN PROFESYONEL OLARAK DETAYLI BİR ŞEKİLDE HAZIRLANMASI ÖNEMLİDİR. 

Boşanma Davasında Tazminat

Boşanma Davasında Tazminat

Boşanmaya neden olan olaylarda davacı-davalı erkek tamamen kusurlu olup, Türk Medeni Kanunu’nun 174/1. maddesi koşulları kadın yararına oluşmuştur. Bu duruma göre, davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddi tazminat talebinin reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

Daha fazla oku “Boşanma Davasında Tazminat”

BOŞANMADA TAZMİNAT VE TAKI (ZİYNET)

 

T.C YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
Esas No:2016/4634
Karar No:2017/9893
Karar Tarihi: 21.09.2017
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından tazminatların miktarları ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. Daha fazla oku “BOŞANMADA TAZMİNAT VE TAKI (ZİYNET)”

BİR YIL DOLMADAN İŞTEN ÇIKARILMA

 

T.C YARGITAY

Esas No:2013/23209
Karar No:2014/5772
7. Hukuk Dairesi
Karar Tarihi: 12.03.2014

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde muhasebe koordinatörü olarak 30.04.2001- 29.04.2002 tarihleri arasında çalıştığını, E.. D..’ın sorumluluğundaki kasayı denetlediğinde kasada açık olduğunu tespit ederek işverene bildirdiğini, iş akdinin kıdem tazminatına hak kazanmasına 1 gün kala salt kıdem tazminatı hakkından mahrum bırakmak için haksız ve kötüniyetli olarak feshedildiğini, maddi zarara uğratıldığını, ayrıca yıllık izin kullandırılmadığını iddia ederek kıdem, ihbar ve kötüniyet tazminatı ile maddi tazminat ve yıllık izin ücreti alacağının tahsilini istemiştir. Daha fazla oku “BİR YIL DOLMADAN İŞTEN ÇIKARILMA”

Karşılıklı Boşanma Davası, Bursa Avukat, Bursa Hukuk Bürosu

Karşılıklı Boşanma Davası

Mahkemece verilen ilk hüküm sadece davalı- karşı davacı kadın tarafından temyiz edildiğinden, temyiz edenin aleyhine olacak şekilde mahkemece davalı-karşı davacı kadına yeni vakıalar kusur olarak eklenemez. Daha fazla oku “Karşılıklı Boşanma Davası”
Medeni Kanundaki Genel Boşanma Sebepleri

Medeni Kanundaki Genel Boşanma Sebepleri

Özel boşanma sebeplerinden farklı olarak genel boşanma sebepleri, belirli bir olaya dayanmayan, önceden saptanması olanaksız ve çok çeşitli olaylardan ve olgulardan oluşan bir durumu temel almaktadır.

Daha fazla oku “Medeni Kanundaki Genel Boşanma Sebepleri”